12 Ekim, 2011

Yalnız Kadınlar Arasında

'Yürürken, on yedi yıl önce Torino'yu terk ettiğim, bir insanın başka insanı kendisinden daha fazla sevebileceğine karar verdiğim akşamı düşündüğümü anladım. Oysa gerçek isteğimin dışarı çıkmak, dünyaya adım atmak olduğunu, adım atabilmek için de böyle bir gerekçe, böyle bir bahane gerektiğini kendim de biliyordum. Beni kendisiyle birlikte götürüp, bana bakabileceğini sandığında Guido şaşkına dönmüştü, bilinçsizce sevinmişti, oysa her şeyi başından biliyordum. Elinden geleni yapmasına, çalışıp çabalamasına izin verdim. Yardımcı bile oldum ona, onunla birlikte olmak için işten erkenden çıkıyordum. Morelli'ye göre derdim, başımın belasıydı o. Üç ay boyunca gülmüş, Guido'yu da güldürmeye çalışmıştım: bir şeye yaramış mıydı? Benden ayrılmasını bile beceremedi. İnsan bir başkasını kendinden daha fazla sevemez. Kendini kurtarmayı beceremeyeni, kimse kurtaramaz'
Buraya geldiğimden beri iki-üç kitabı aynı anda okuyorum. Geceleri uyumadan Büyücü'yü elime alıyorum . Çok içtiğim geceler -haftanın 3-4 gecesi- sabah 6'ya karşı uyanıp baş ucumdaki lambayı yakıp Büyücü'ye devam ediyorum, gün ışıyana dek. 
Tramlarda ise Pavese yanımda oluyor. 42 yaşında kendi hayatına uyku hapı içerek son vermiş Cesare Pavese. Tezer Özlü'nün peşine düştüğü Pavese.
Romanının her sayfasında Torino sokaklarında dolaşır gibiyim..
Küçük bir valiz hazırlamalı şimdi ve Büyücü ile uyuyakalmalı yeniden. Sabah ilk trenle Paris. Montmartre'da oturup yağmur altında kahve içmek istiyorum bir başıma.