Her insanın bir "to do listi" vardır. Herhangi bir zaman diliminde yapılmak üzere, aklın bir köşesine yazılmış, büyüklü küçüklü planlar/hayaller.
Mauerpark'ta her çarşamba açılan bit pazarından, üzerinde Tom Waits'in bir masa önünde sigara içtiği turunculu yeşilli bir mıktanıs almıştım iki yıl önce. Masamın üzerindeki mantar panonun üzerine doğru yerleştirmiştim. Çok üzgün/çok mutlu olduğum gecelerden/günlerden sonra, bir sigara yakar, uzun uzun ona bakardım. Karşımdaymış, sakin bir barda karşılıklı birer sigara yakmışız, viski içiyormuşuz gibi hissederdim. Yarım saat kadar, fazla değil.
Geçtiğimiz yaz başlangıcı odamdan taşınırken o mıktanısı kaybettim. O dönem, üzüldüğüm çokça şeyin içinde, en kötüsü buydu belki.
"To do list"ime, yeni duraklar ekliyorum bugünlerde. Yaz/kış. Gece/gündüz gidilecek.
İçini çok sevdiğim, ömrü yollarda geçen bir adam, benimle bir çay içip, beni büyük bir mütevazilikle dinledikten hemen sonra "hayatta ne yapiyor olursan ol, aslolan gitmektir" diye imzalamıştı güzel kitabını. Tom Waits dinlerken anımsadım.