Bordeaux'ya geleli bir hafta oldu. Etrafımda uçuşan 'Bon! D'accord! Au revoir!' kelimelerine vurguları ile beraber alıştım. Henüz şehir dışına çıkıp bağları görememiş olsam bile, güzel şaraplar tatmaya başladım. St Emilion, Medoc, Pomerol bölgelerini denedim. Bir banka oturduğumda, bakış açıma giren alanda öpüşen en az bir çift olmasını çok sevdim. Bankaya zil çalarak girildiğini gördüğümde biraz güldüm. Fransızların tanışırken el sıkışmadan direkt öpüştüklerini öğrendim. Her türlü alışverişte öğrencilere indirim yapılması oldukça hoşuma gitti. Tesadüfen Librairie Mollat adlı kitapçıyı keşfedip içinde saatler geçirdim. Henüz bir telefon numarası ve bir bisiklet alamadım. Fakat güzel insanlar tanımaya başladım.
Dünyanın her yerinde bazı şeyler aynı galiba.