18 Mart, 2012

old photos

Küçükken, en büyük zevklerimden birisiydi, annemi makyaj yaparken izlemek. Dünyanın bir başka ucundaydık. 90'ların başı olmalı. Vatkaların ve renkli ceketlerin moda olduğu zamanlar. Annem aynanın karşısına geçer, babamla gideceği akşam yemeğine uygun kıyafetini seçer, sonra o kocaman makyaj setini açardı. Her renkten göz kalemi, far ve ruj olurdu içinde. 
Öylesine cart renklerin rahatça giyildiği zamanlar geçti, biz çok şehir değiştirdik. Fakat, annem ile babamın odasında bulunan her aynanın sol üst köşesinde, annemin gençlik yıllarına ait siyah beyaz bir fotoğraf bulunurdu. Bir portre, öyle güzel siyah sürmeli gözlerini açığa çıkaran. Nereye gidersek gidelim, o fotoğraf mutlaka bizimle gelirdi. Baktıkça düşünürdüm, insanın zamana rağmen inatla aynı kalan tek şey gözleri diye. 
Bir de televizyonluğun altındaki çekmecelerimizde albümlerimiz olurdu. Annem ile babamın ispanyol paça ve mini etek giyerek dolaştığı/dolaşabildiği zamanlar. Belki üçten fazla dolu dolu albüm. Karışık zamanlar, 80'ler. Fotoğraflar; tuhaf zaman tünelleri. Mesela bu bebek. Şimdilerde Maison Danjou'nun duvarlarını süsleyen diğer kadın. Kim olduğunu bilmiyorum/bilmiyoruz. Pek muhtemel, çocukluğunu ve gençliğini odalarımızda geçirmiş kadınlar. Gözlerinin altı, annem gibi yılların etkisinde mi acaba? Belki çok daha yaşlıdrlar.
Zaman nasıl da akıp akıp gidiyor.