Dün Nazım'ın 110. yaş günüydü. Aslında 110'dan biraz fazla, zira asıl doğum günü 15 Kasım. Gecenin bir yarısı olmuş hissindeyim. Halbuki saat 10 buçuğu biraz geçmiş.
Saatlerdir belli belirsiz bir sebeple ağlamayı bırakıp Piraye için yazılmış saat 21-22 şiirleri'ni okumaya başladım. Ayaklarım çıplak. İnsan bazen ne fena kayboluyor değil mi?